Sponsorlu Bağlantılar

Balıkcının Hazinesi Hikayesi

Videoyu Oynat
18 February 2019, 17:11 03:39 1284

Balıkcının Hazinesi Hikayesi

Çok uzun zaman önce deniz kenarındaki küçük ahşap bir kulübe de balıkçı ve karısı yaşardı. Bu mutlu çiftin en büyük hayali bir tekneye sahip olmaktı. Çünkü onların ufak bir balıkçı, kayığı vardı. Tek tük balık tutabiliyorlardı. Bu yüzden de sürekli para sıkıntısı çekiyorlardı. 

Bir gün bu durum balıkçının canına tak etti. Karısına denize açılmak istediğini söyledi ama, hava koşulları daha da kötüye gitmeden kenara para koymaktı. Karısı ise kayıkla uzaklara gitmesini istemiyordu. Ya başına bir hal gelir diye çok üzülüyordu. Günler günleri kovaladı her geçen gün kış kendini göstermeye başlıyordu. 

Balıkçı eve eli boş gelmeye başladı. Hal böyle olunca kararını verdi ve puslu havaya rağmen yola koyuldu. Kürekleri aralıksız çekti. Denizde ilerlerken hava birden patlak verdi. Yağmur adeta bardaktan boşalırcasına yağmaya başladı. Art arda şimşekler büyük bir gürültüyle çakıyordu. Yağmur yüklü bulutlar gök yüzünü kapladı. Rüzgarla beraber esen soğuk yüzüne tokat gibi vuruyordu. Yanakları kızardı ve buz kesti. Rüzgar yerini fırtınaya bıraktı. Denizde daha fazla kalamayacağı apaçık belliydi. Yönünü eve doğru çevirmeye çalışsa da kayık ne o tarafa ne bu tarafa gitmeye izin vermiyordu.

Tam o sırada küreklerden bir tanesi denize düştü. Durum oldukça vahimdi Diğer kürekte gelen dalgayla birlikte sulara karıştı. Kayık ileride duran kaya parçasına çarptı ve parçalara ayrıldı. Balıklar denize geri düştü. Balıkçı ise kayığın tahta bir parçasının üstüne denk geldi. Baygın bir haldeydi. 

Karısı ise evde endişeyle beklerdi. Günler günleri kovaladı. Kocası gittiği yoldan bir türlü gelmiyordu. Kasaba halkı artık balık yiyemeyince balıkçının evine gittiler. Karısı durumu anlattı. Herkes denize açılıp balıkçıyı aradılar. Balıkçı ise sürüklenerek, ıssız bir adaya vurdu. Kendine geldiğinde karşısında karaya vurmuş eski bir gemi gördü. Hemen geminin güvertesine heyecanla çıktı.

Bir uçtan bir uca koşarken ahşap yer tıkırdadı ve büyük bir patırtı ile aşağıya doğru düştü. Geminin yıllardır gizli kalan bölmesindeydi. Gözünü açtığında kaderi bir anda değişmişti. Her yerde mücevherler, taçlar, altın dolu testiler vardı. Balıkçı gemiyi rüzgarın yönüne çevirdi. Yelkenler açılınca dümene geçti. Artık evine doğru yol aldığı için çok sevinçliydi. Günlerce dinlenmeden ilerledi. Kulube uzaktan görünmeye başladı. 
Heyecanla içeri girdiğinde karısına özlemle sarıldı ve olan biteni anlattı. Yoksul hayatları artık tamamen değişmişti. Onlar sabrının karşılığını fazlasıyla aldılar. Görkemli bir ev yaptılar. Gemiyi tamir ettiler. Sık sık kasaba halkını evlerine davet ediyor, karınlarını doyuruyor ve herkese altın vererek yardım yapıyorlardı. Böylece kasabada yaşayanlarda yoksulluktan kurtulmuştu. Balıkçı ve karısı sade yaşamlarına devam edip ne denizden nede balıkçılıktan hiçbir zaman vazgeçmeden bir ömür mutlu yaşadılar.